Get the latest updates in your inbox and sign up for more info!
The children’s rhyme about the coronavirus Is There Something in the Air? (Che cos’è che in aria vola?), written by Roberto Piumini, one of Italy’s most beloved children’s authors, has been translated into Turkish by Fuat Sevimay.
Born in 1972 in Zonguldak (Turkey), the author of three novels, a short fiction collection, three children’s books, an essay on James Joyce and a book of writings on translation, Fuat Sevimay is a Turkish-language writer and translator. His collection of short stories Ara Nağme received the prestigious Orhan Kemal literary prize in 2014. His latest novel, Kapalıçarşı, from 2015, was awarded the Ahmed Hamdi Tanpınar award. His novels and stories have been translated into Arabic, Serbian, English, Georgian and Persian. He translates from English and from Italian. His authors include Oscar Wilde and James Joyce. He translated Finnegan’s Wake into Turkish, for which he received both the IKSV prize and the Dünya art and cultural foundation prize in 2017. From Italian he has translated Luigi Pirandello’s novel Uno, nessuno e centomila and, by Italo Svevo, various novellas and the novel Senilità
Neymiş bu havada uçuşup bulaşan böyle?
Bir şeyler mi oluyor bilmediğim?
Nasıl olur da okula gidemem?
Hadi şimdi biraz bundan konuşalım.
Kapımıza dayanan virüsün adı Corona.Ama adına kanıp iyi bir şey sanma.
Bir kişi falan da değil hatta.
İyi ama neyin nesi bu öyleyse?
Küçücük bir baş belası bu
O kadar da küçük ki tipsiz
Yakından görmek için onu
Büyük mikroskopla bakmalıyız
Bu bela çok bulaşıcı ve zehirli,
Durduğu yerde durmak bilmiyor.
Oraya buraya bulaşmak bütün derdi.
Her yere de burnunu sokuyor.
Görünmez ve çok hafifHem de çok tehlikeli,
İnsanlara bulaşmak isteyen,
Baş belası bir virüs kendisi.
Bulaşmaya çalıştığı insanlar da biziz,Ben, sen ve bütün herkes.
Ve ben, sen, biz hepimiz,
Aslında bu yaramazdan kurtulabiliriz.
Hapşırman gerekiyorsa,
Aman ha koluna hapşır.
Bu pis şeyin bulaşmasını istemiyorsak,
Sen ve ben bunu böyle yapmalıyız.
Dışarı çıktıysan eve çabucak dön,
Çalıştıysan ellerini yıkamalısın,
Her seferinde, her saat, her gün,
Hem bugün hem de yarın.
Suyla sabunla yıka elini
Uzun uzun ve dikkatle,
Ve böylece bulaşmışsa eline
Aksın gitsin sularla
Bak bakalım annen ve baban
Eve dönünce ellerini yıkıyor mu?
Yıkarlarsa, “Tamam,” de babana,
Annene de ki “Aferin sana”.
Ağzına burnuna gözüne,
Sakın ha sakın elleme.
Virüs bulaştırmaktansa
Hiç dokunma yüzüne.
Başkalarıyla karşılaşınca,
Biraz uzak dursan iyi edersin.
Onlarla el sıkışmadan da
Selamlaşıp gülüşebilirsin.
Ya öpücükler ve sarılmalar?
Aman aman yapmayalım sakın.
Geçene kadar bu salgın,
Virüs öpmekle sarılmakla bulaşmasın.
Sokakta maskeli insanlar görüyorsun.
Ama Karnaval falan var sanma
O insanlar haydut falan da değil
Sana kötülükleri dokunmaz asla.
O maskelerin amacı aslında iyiliğimiz.
Filtrelensin diye nefesimiz.
Ki böylece o baş belası tipsiz,
Sağa sola bulaşamaz.
Bu bela her yerde dolanıp durmasın diye,
Kurtulalım ki sana bana bulaşmasın diye,
Ne yapalım biliyor musun, sevgili arkadaşım?
Sen, ben, hepimiz, evimizde kalalım.
Olağanüstü bir fikir değil mi?
Hazır okullar kapalıyken,
Dışarıda bu baş belası varken,
Daha güzel neresi var evimizden.
Peki ya arkadaşlarımız, akrabalarımız?
Onlar da evlerinde dursun.
Herkes birbirine görüntüsünü ve sesini,
Ekranlardan ulaştırıp duyursun.
Onların da iyiliğini istiyorsan
Yan yana gelmeyip mesafenizi koruyun.
Şimdilik öpüşüp sarılmak da yok
Ama birbirinizi dinleyip bol bol konuşun.
Kelimeler armağan edin
Sevginizi tohum gibi ekin
Çünkü o iyi tohumlar büyüyecek
Sevdiklerimize gönderilecek.
Sen, ben ve bütün herkes,
Yeter ki dikkatli ve temkinli olalım,
Bu yaramazı yeneceğiz kesinkes.
Kurallara uyup ondan kurtulalım.
Ve umarım bu sınavı,
Başarıyla atlatacağız.
Sonra bilgece yaşamayı.
Birlikte yeniden öğreneceğiz.